Ordu Gölköy Neyi Meşhur? Öğrenmenin ve Kültürün Kesiştiği Nokta
Bir eğitimci olarak yıllardır gözlemlediğim en derin gerçek şu: öğrenme yalnızca bilgi edinmek değildir, dönüşmektir. Bazen bir coğrafya, bir tat, bir gelenek bile bize öğretmenin, öğrenmenin ve paylaşmanın ne kadar iç içe olduğunu hatırlatır. Bugün sizlerle birlikte, bu anlamda oldukça zengin bir yerin hikâyesine uzanacağız: Ordu Gölköy.
Ama bu bir “ne meşhur?” yazısı olmaktan çok daha fazlası olacak — çünkü Gölköy’ün meşhurluğu, yalnızca doğasında değil, bize öğrettiklerinde saklı.
—
Pedagojik Bir Bakışla: Her Yöre Bir Öğretmendir
Pedagoji bize şunu söyler: İnsan, çevresinden öğrenir. Ordu Gölköy de bu ilkenin canlı bir örneğidir. Doğası, insanı ve kültürüyle öğrenmeyi besleyen bir laboratuvar gibidir.
Gölköy’ün yemyeşil yaylaları, sabah sisiyle sarılmış gölleri, yöre halkının dayanışma kültürü… Bunların her biri, gözlem yoluyla öğrenmenin birer sahnesidir.
Öğrenme teorilerinden John Dewey’in deneyimsel öğrenme yaklaşımı burada kendini güçlü biçimde gösterir. Gölköy’ün insanı, doğayla iç içe yaşarken, üretirken, paylaşırken öğrenir. Tıpkı bir öğrenci gibi her gün deneyerek, yanılarak, yeniden başlayarak.
Peki siz hiç düşündünüz mü? Yaşadığınız yer, size neleri öğretiyor?
—
Gölköy’ün Meşhurları: Tatlar, Gelenekler ve Öğrenme Alanları
Birçok kişi için Ordu Gölköy’ün meşhuru dendiğinde akla ilk gelen şey doğasıdır. Evet, Ulugöl Tabiat Parkı, bölgenin kalbidir.
Ama bu sadece bir göl değil, doğa eğitiminin somut bir sınıfıdır. Çocuklar burada doğayı gözlemlemeyi, ekosistemin dengesini fark etmeyi, suyun yaşam döngüsündeki yerini anlamayı öğrenir.
Gölköy aynı zamanda organik ürünleriyle de tanınır: mısır ekmeği, karalahana çorbası, fındık, tereyağı… Bu tatlar, bir toplumun üretim kültürünü ve öğrenme biçimini temsil eder. Sosyo-kültürel öğrenme kuramına göre (Vygotsky), öğrenme topluluk içinde gerçekleşir. Gölköy’ün mutfağı da tam olarak bunu anlatır: tarifler kuşaktan kuşağa aktarılır, bilgi paylaşım yoluyla yaşar.
Her karalahana sarması aslında bir pedagojik aktarım biçimidir — sabırla, gözlemle, denemeyle öğrenilen bir beceridir.
—
Doğa ile Öğrenmek: Gölköy’ün Pedagojik Gücü
Modern eğitim dünyasında “doğa temelli öğrenme” artık bir trend haline geldi. Ancak Gölköy insanı bunu yüzyıllardır zaten uyguluyor.
Yaylada yaşayan bir çocuk, mevsimleri kitaplardan değil; havanın kokusundan, toprağın renginden, rüzgârın yönünden öğrenir.
Bu, somut yaşantıya dayalı öğrenmenin en güçlü örneklerinden biridir.
Eğitim psikolojisine göre, bireyin çevreyle kurduğu etkileşim, bilişsel gelişimin en temel kaynağıdır. O hâlde Gölköy’de öğrenme, yalnızca okul duvarları arasında değil, doğanın ritmiyle birlikte sürer.
Siz de düşünün: Bugün sizi en çok ne öğretiyor — bir kitap mı, yoksa yaşadığınız çevre mi?
—
Toplumsal Öğrenme: Gölköy’ün Paylaşma Kültürü
Gölköy’ün bir diğer meşhuru, insanıdır. Misafirperverlik, yardımlaşma, imece geleneği burada yalnızca sosyal davranışlar değil; aynı zamanda öğrenme biçimleridir.
Albert Bandura’nın “model alma” kuramını hatırlayalım: İnsan, gözlemleyerek öğrenir. Gölköy’de büyüyen bir çocuk, paylaşmayı izleyerek öğrenir.
Birinin tarlasında yardım ederken yalnızca emek vermez, aynı zamanda toplumsal sorumluluk bilincini içselleştirir.
Bu yönüyle Gölköy, toplumsal öğrenmenin doğal bir laboratuvarıdır. Her imece, her düğün, her bayram — bireylerin birbirinden öğrendiği sessiz bir eğitim ortamıdır.
Peki siz, çevrenizden ne kadar öğreniyorsunuz? Kimin davranışları size ilham oluyor?
—
Sonuç: Gölköy Bir Coğrafya Değil, Bir Öğretmendir
Ordu Gölköy, yalnızca tabiatıyla ya da yöresel lezzetleriyle değil, öğretme biçimiyle meşhurdur.
Bize doğadan öğrenmeyi, topluluktan güç almayı, deneyimle bilginin nasıl birleştiğini gösterir.
Bir eğitimci gözüyle bakıldığında, Gölköy bir okul gibidir — sınıfı göl kenarı, tahtası gökyüzü, öğretmeni ise doğanın kendisidir.
Eğer bir gün Gölköy’ü ziyaret ederseniz, yalnızca meşhur yemeklerini tatmayın; insanlarından, sessizliğinden, doğasından bir şeyler öğrenin. Çünkü her yerin bir öğretmeni vardır — yeter ki siz, öğrenmeye açık bir öğrenci olun.
Ordu Gölköy’ün meşhuru, aslında öğrenmenin kendisidir.