Makama Kaim Ne Demek? Basitçe Anlatıyorum
Eskişehir’in öğrenci dolu caddelerinde yürürken, bazen öyle kelimeler duyuyorum ki, bir yanda meraklanıp diğer yanda “Neyin nesi bu?” diyorum. Son zamanlarda sıklıkla karşılaştığım, ama tam olarak ne anlama geldiğini bir türlü çözemediğim bir kelime vardı: Makama kaim. Herkesin ağzında, ama çoğu zaman ne anlama geldiğini kimse tam olarak bilmiyor. İşte tam da bu yüzden, “Makama kaim ne demek?” sorusunun cevabını basitçe anlatmak istiyorum. Hem akademik açıdan ele alacağım, hem de günlük hayattan örneklerle konuya daha yakından bakalım.
Makama Kaim: Temel Anlamı
Öncelikle, “makama kaim” kelimesini dilin içinde nasıl bulduğumuza bakalım. Türkçeye Arapçadan geçmiş bir deyim olan “makama kaim”, kelime olarak “makama” ve “kaim” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. “Makama” burada, “makam” yani pozisyon, görev veya durum anlamına gelirken, “kaim” ise “ayakta durmak” ya da “görevde olmak” anlamında kullanılıyor. Bu bağlamda “makama kaim” ifadesi, bir kişinin görevine, pozisyonuna sadık kalması, o görevi yerine getirmesi ya da bir şeyin bulunduğu yer veya duruma uygun şekilde var olması anlamına gelir.
Bir başka deyişle, “makama kaim” olmak, bir makamda, bir görevde ya da bir durumda kalmak demek. Bu kavram, genellikle birisinin bir görevi, pozisyonu veya sorumluluğu yerine getirme şekliyle ilgilidir. Tam olarak bir şeyin beklenen durumu veya şartları sağlama durumudur. Günlük hayattan örnekle açıklamak gerekirse, diyelim ki bir işyerinde müdür pozisyonunda bir kişi var. Eğer bu kişi “makama kaim”se, o kişi, müdürlük görevini hakkıyla yerine getiriyor demektir. Yani o kişi görevini sadık bir şekilde yürütüyor, görevini bırakmıyor veya sorumluluğundan kaçmıyor.
Makama Kaim İfadesi: Günlük Hayattan Bir Örnek
Şimdi gelelim, “makama kaim” ifadesini biraz daha somutlaştırmaya. Eskişehir’deki üniversite kampüsünde bir araştırmacı olarak çalışırken, etrafımda sıkça gördüğüm bir durum var. Diyelim ki, bizim fakültede bir öğretim üyesi ders vermeye başlamış ve kendisine verilen görevi yerine getiriyor. Öğrencilerle ilgileniyor, ders hazırlığı yapıyor, sınavları değerlendiriyor ve okulun akademik düzenine katkı sağlıyor. İşte bu kişi, “makama kaim” olmuştur. Çünkü akademik görevini yerine getiriyor ve her şeyin yolunda gitmesi için çaba sarf ediyor.
Bir başka örnek: Eğer aynı öğretim üyesi, derse ilgisiz davranıp sadece sınav sonuçlarına bakıyorsa ve öğrencilerin gelişimiyle ilgilenmiyorsa, o zaman “makama kaim” olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü bu kişi, üzerine düşen görevi yerine getirmiyor demektir. Basit bir benzetmeyle, “makama kaim” olmak, bir şefin mutfakta yalnızca yemeği pişirmesi değil, aynı zamanda tüm mutfak düzenini sağlaması, ekip arkadaşlarıyla uyum içinde çalışması ve misafirlerin memnuniyetini ön planda tutması gibidir. Yani, görevini eksiksiz yerine getirmek, pozisyonunun gerektirdiği her şeyle ilgilenmek anlamına gelir.
Makama Kaim Olmamak: Teorik ve Pratik Farklar
Şimdi, “makama kaim” olmamak, yani bu sorumluluğu yerine getirmemek ne anlama gelir? Bunun için birkaç örnek daha verelim. Diyelim ki bir belediyede, şehirle ilgili önemli bir projeye liderlik etmesi gereken bir yönetici var. Bu kişi, sorumluluğunun farkında değilse ve yalnızca formaliteleri yerine getiriyorsa, o zaman “makama kaim” olmamış olur. Oysa bir lider, yalnızca görevi gereği pozisyonunda durmakla kalmaz, aynı zamanda o pozisyonun gerektirdiği sorumlulukları yerine getirir ve topluma değer katmaya çalışır.
Bir diğer örnek: Kampüsümüzdeki bazı ofislerde, çalışanlar sadece “resmi” işleri yapmakla yetiniyorlar. Ancak makama kaim olan bir çalışan, sadece görevini yapmakla kalmaz, aynı zamanda ofis içindeki işbirliğini artırmak, iş akışlarını düzenlemek ve çevresindeki insanlara katkıda bulunmak için elinden geleni yapar. Yani, makama kaim olmak, her durumda işin gerektirdiği sorumlulukları ve katkıları yerine getirmek demektir. Hem teorik hem de pratik açıdan, pozisyonunuzun gerektirdiği her şeyle ilgili olmanız gerektiği anlamına gelir.
Makama Kaim Olmanın Günlük Hayata Yansıması
Sonuçta, “makama kaim” olmak, sadece kelime anlamıyla sınırlı değil. Bu kavram, insanın sorumluluğa, işine ve çevresine olan bağlılığını, görevini yerine getirmedeki azmini ve topluma olan katkısını ifade eder. Eskişehir’deki kampüste, her gün gördüğüm öğretim üyeleri, araştırmacılar, öğrenci toplulukları bu kavramı hayatlarında çok farklı şekillerde deneyimliyorlar. Bazı insanlar, görevlerinin bilincinde ve başkalarına fayda sağlama konusunda istekli; diğerleri ise yalnızca sorumluluklarını yerine getiriyor. Ama gerçek bir “makama kaim” olmak, her durumda ve her durumda doğruyu yapmak ve sorumluluğunuzu sonuna kadar taşımaktır.
Özetle, “makama kaim” olmak, sadece bir görevde kalmakla sınırlı değildir. O görevdeki insanın, sorumluluklarını doğru şekilde yerine getirmesi, çevresine katkı sağlaması ve pozisyonunun gerektirdiği her şeyle ilgili olması gerektiğini anlatan önemli bir kavramdır. İster üniversitede ister başka bir işyerinde, bu kavramı günlük hayatta karşımıza çıkan örneklerle daha iyi anlıyoruz. Sonuçta, her görev bir sorumluluktur ve bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirmek, toplumsal düzenin işleyişi için kritik öneme sahiptir.